Hemoroid tedavisi denildiğinde akla gelen klasik yöntemler artık geride kalmış durumda ve ileri teknoloji sayesinde lazerle hemoroid ameliyatı ön plana çıkmakta. Bu etkileyici tıbbi gelişme hemoroid hastalarının yaşam kalitesini önemli ölçüde yükselten bir yaklaşım. Lazerle hemoroid ameliyatıyla ilgili bilinmesi gereken en önemli nokta yöntemin minimal invaziv (küçük cerrahi müdahale) olarak nitelendirilmesidir. Yani klasik cerrahi yöntemlere göre çok daha az travmatiktir ve hastanın yaşadığı fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar minimum düzeydedir. Ayrıca bu teknik sayesinde postoperatif dönemdeki ağrı ve acı duyumu ciddi anlamda azalır ve iyileşme süreci büyük oranda hızlanır.
Lazerle hemoroid ameliyatı artan başarı oranları dikkat çeken bir yöntemdir. Bu tedavi yöntemi özellikle hemoroid hastalığından muzdarip olanların yaşam kalitesini ciddi anlamda etkileyen ağrı, kanama ve rahatsızlık gibi şikayetlerinin ortadan kaldırılması amaçlar. Lazerle hemoroid ameliyatının temel prensibi lazer enerjisinin ısıtma yeteneği sayesinde dokuların variköz şişliğin söndürülerek küçültülmesidir. öylece hemoroid şeklinde büyümüş olan damarlar lazer ışını yardımıyla kontrollü bir şekilde küçültülür ya da yok edilir. Bu işlem sırasında çevredeki sağlıklı dokulara zarar vermemeye dikkat edilerek hastaların iyileşme süreci daha konforlu ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Lazerle hemoroid tedavisi günümüzde giderek daha popüler hale gelen bir yöntemdir. Bu tedavi sürecinde özel olarak tasarlanmış lazer cihazları kullanılarak hemoroid dokusunu tahrip eden yüksek enerjili ışınlar uygulanır. Lazer ile hemoroid tedavisi minimal invaziv bir yöntem olup geleneksel cerrahi yöntemlere göre daha az ağrılı ve konforlu bir süreç sunar. Ameliyat lokal anestezi kullanılarak uygulanır. İşlem sırasında lazer cihazının ucundaki fiber optik prob hemoroide doğru yönlendirilir ve yüksek enerjili lazer ışını ile hemoroid dokusu kontrollü şekilde yakılır. Bu sayede hemoroidin içinde bulunan kan akışı durdurulur ve doku zamanla kuruyarak küçülür.
Lazerle hemoroid tedavisinin sunduğu avantajlar sayesinde bu yöntem geleneksel cerrahi yöntemlere göre daha popüler hale gelmiştir. Bu tedavinin başlıca avantajları arasında daha az ağrı, kısa iyileşme süresi ve düşük komplikasyon riski bulunur. Tüm avantajlar aşağıdaki gibidir:
• Lazerle hemoroid tedavisi sırasında hastaların yaşadığı ağrı düzeyi oldukça düşüktür. Lazer enerjisi dokulara zarar vermeden hassas bir şekilde çalışır ve bu nedenle ameliyat sonrası ağrıyı en aza indirir. Ayrıca lazerle yapılan işlem lokal anestezi altında gerçekleştirildiği için hastanın konforu ön plandadır.
• Lazerle hemoroid ameliyatı sonrası iyileşme süreci kolaydır ve hastalar birkaç gün içinde rutin hayatına dönebilir. Geleneksel cerrahi yöntemlerde ise iyileşme süreci haftalar veya hatta aylar sürebilir. Hızlı iyileşme süreci sayesinde hastaların iş hayatından kopma süreleri de minimum seviyeye iner.
• Komplikasyon riski diğer cerrahi yöntemlere göre çok daha düşüktür. İşlem sırasında lazer enerjisi ile damarlar kapatıldığı için kanama riski azalır ve enfeksiyon olasılığı da düşer.Ayrıca sağlam makat kaslarının hasarlanması gibi komlikasyon riski e klasik yönteme göre çok düşüktür.
• Lazerle hemoroid ameliyatında iyileşme sürecinin hastanın yaşına, genel sağlık durumuna ve hemoroidin şiddetine bağlı olarak değişiklik gösterebildiğini bilmelisiniz. Ancak genellikle bu yöntemle gerçekleştirilen tedavilerde iyileşme süresi oldukça hızlıdır ve kısa sürede hasta normal hayatına dönebilir.
Lazer hemoroid ameliyatı sonrası süreç
• Lazerle gerçekleştirilen hemoroid tedavisi sonrası hasta genellikle kısa sürede normal yaşamına dönebilir. Ameliyat sonrası ağrı geleneksel yöntemlere kıyasla daha azdır ve bu nedenle hastaların rahatsızlık hissi minimum seviyededir. Ayrıca lazerle hemoroid ameliyatı sonrası kanama riski oldukça düşüktür.
• Ameliyattan sonra doktor tarafından önerilen ilaçları düzenli kullanmak önemlidir. Bu ilaçlar ağrıyı kontrol altında tutar ve enfeksiyon riskini azaltır.
• İyileşme sürecinde kişisel hijyene de özen gösterilmelidir. Özellikle tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra temizliğe özen gösterilmelidir. Bunun yanında kabızlık sorunu yaşamamak adına bol su içmeye ve lifli yiyeceklere yönelmekte fayda vardır.
• Ameliyattan sonra hastaların bir süre spor ve ağır kaldırmaktan kaçınması önemlidir. Bu tür eylemler bölgedeki basıncın artmasına neden olarak iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir.